23 Temmuz 2015 Perşembe

SANA BİR SIR VERECEĞİM

Aşk yok!
Kimse kabul etmese de öyle. Katı ve sert belki ama gerçek: AŞK YOK!

Bazı filmler var sadece. Hani hiç ummadığın anda ağlamaya başladığın. O iki sevgilinin birbirine sarılması sahnesi ne de güzel. Sanki hiç ayrılmayacaklar gibi. Spoiler vermek gibi olmasın ama sonunda hep ayrıldılar. Bazen senarist öyle istediği için ayrıldılar. Bazen gökten  üç elma düştü kafalarına... Ama her seferinde ayrıldılar. Set bitti, el sıkıştılar ve ayrıldılar...

Sen her seferinde gözündeki yaşla kalakaldın. O da yetmedi anılarını kazımaya başladın. Belki küçük anılar biriktirmiştin belki de küçük eşyalar, hiçbirini atmaya kıyamadığın. Ama aşk yok. Filmlerde var aşıklar. Kestik sesiyle ayrılırlar...

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Osman'ın Aşkı

Küçükken sürekli duyduğumuz cümleler vardı hatırlar mısınız? "hayatın ne getireceği belli olmaz" "zaman her şeyi değiştirir" "zamanla geçer" 
Zamanın her şeyi değiştirdiğini yaşadığım yaşlardayım. Böyle yatağa yatınca düşünüp farkına vardığım şeyler. Sosyal medya hesaplarında gördüğüm hayatlar, zaman tünelinde akıp giden yüzükler, teklifler, düğün fotoğrafları daha neler neler... Ya ilkokuldaki sıra arkadaşım evlendi geçenlerde. Nasıl ya oldu mu yani o kadar zamanı geldi mi böyle şeylerin. Bir iki de değil ki arkadaş beşer onar geliyorlar. Velhasıl asıl muhabbetim bu değil bugün. bu evlilik furyasına önceden kapılmış biri. İsmi Osman olsun mesela...

Bir gün lisede pencereden bahçeyi izlerken birini gördüm. Ama yani biri demek de hakaret sayılır. Adeta bir afet-i devran*, adeta bir ateş-i suzan*. Çocuk güneş gibi doğdu hayatıma nasıl hastayım belli değil. mezun olana kadar Osman Osman diye sayıkladım durdum. O zamanlar Yonja diye bir site vardı malum, bilen bilir. Çocuğu eklemeye elim gitmiyor öyle aşığım. Konuşmak desen hak getire hatta okulda karşılaşınca yolumu değiştiriyorum, öyle aşığım. Gün geldi Osman mezun olduuuuu, ben de son sınıfa geçtim artık. Çocukla bir kez bile göz göze gelemeden uçtu gitti. Tabi zaman geçti Facebook falan kuruldu bilmem ne. Hani artık göremicem ya zaten ekle dedim ya, ekle gitsin. Derken ardından bir bildirim: SENİ ARKADAŞI OLARAK KABUL ETTİ.  Her gün fotoğraflarına bakıyorum Osmanımın nasıl da tatlı. Ara sıra beğeniyorum falan ama görmesi ne mümkün adamın dört bin küsür arkadaşı var zaten. Olsun yine de benim Osmanım...

Bir gün yine böyle fotoğraflarına bakmak için sayfasını açmışken bir de ne göreyim. OSMAN EVLENMİŞ. Bir kilisede. Türkiye'de bile değil. Yıkıldığım andır kendisi. tabi benim Osman sevdam o an bitti. Yani o an olmasa bile kısa bir süre sonra...

Benim Osman hızlı adam. 3-4 yıl sonra da boşanma fotoğrafları geldi. Ama ne bunalımlar. Oh kurtuldumlar mı bekarlık sultanlıklar mı nerde akşam orda sabahlar mı... Efendim ana sayfam yine hep Osman. 1-2 yılda o bunalımları da attı Osman. Bu sefer de karı kız kovalamaya başladı. Sürekli Osman'ın beğendiği kızlar anasayfamda. Ah diyorum Osman sen böyle olacak adam mıydın? Ben sana el bebek gül bebek bakardım be sevdiceğim.

Sosyal medya hesapları iyi de arttı. İnstagram, Twitter, Swarm hepsinden takipleşiyoruz. Tabi hala bir tanışıklığımız yok. O kendi dünyasında ben kendi.
Bu arada Osman hala popüler. Arkadaş sayısı oldu sana onbin onbeşbin. Bir gün yazmış: LİSTEMDEKİ GEREKSİZ OLAN HERKESİ SİLİYORUM. Osmanın listesi düştü üçyüzlere. tabi ben hala listedeyim. Tanrıııım demek ki gereksiz değilim. Birkaç ay önce Osman instagramda fotoğraflarımı beğenmeye başladı. Ardından retweetler. Aa şimdi bir de Kiwi var sabaha kadar soru soruyor. Snapleşmeler falan. Dün Osman hızını alamayıp messangerdan da yazdı. Galiba Osman bana yürüyor. yürümeyi bıraktı koşuyor hatta. Ah be Osman neredeydin bir 8 sene önce. Şimdi ben seni ne yapayım. Bilirsin  ZAMAN HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR.




*Bunlar kadınlar için kullanılan sıfatlarsa affola. Çok yoğun hisettirdiği için yazdım anlamını biraz bilmeden. 

21 Temmuz 2015 Salı

yıl 2011 dostum. aşk acısıyla falan, belki kimseyle konuşamamaktan açmışım bu blog sayfasını. Tesadüfen karşılaşmak bir garip geldi. İnternet bizim çöplüğümüz. Maalesef ki geri dönüşümü de yok. Yok olup gitmiyor yani biz varlığını unutsak da bazı şeyler. E o zaman unutmayalım dostum ne dersin?

Büyüyoruz değil mi her gün. yaşlanmayı kabul etmiyorum. Hala büyüyorum. üzüntülerimle, mutluluklarımla... ne zaman ki hatalarımdan ders çıkarırım, belki o zaman bir parça yaşlanmaya başlayabilirim. Şimdilik sadece hata yapıyorum. aynadaki görüntüm yok olana kadar, yapıyorum.